7 Mayıs 2010 Cuma

.

Saatin alarmı çaldığında sabahın yedisiydi. Hafta ortası  için ayarladığı saatin pazar günü de erken saatte çalmasıyla, tatlı uykusundan uyandı. Haliyle canı sıkıldı adamın. ‘Sıradan bir pazar daha’ diye mırıldandı. Sevdiceğini aradı gözleri, yatakta yoktu. Endişeyle kalkıp salona gitti. Kanepede bebeği doyururken buldu onu, ‘günaydın tatlım’ dedi. Kadın, ‘gece boyunca uyumadı, yeni uyuttum, sen çayı koy’ dedi fısıltıyla. 


Dışarı çıkıp kahvaltılık bir şeyler ve birkaç tane gazete aldı. Son iki yıldır evcimen bir adam olmuştu.
Kahvaltı ederken çizgi film izledi biraz; çocukluğundan beri çok severdi. Çayını ve gazetesini alıp koltuğa oturdu. İki sayfa okumuştu ki, sevdiği kadın sinirli sinirli ‘Bir kez söyleyeceğim, benden sana hayır yok. İstersen başkasını bul, bitsin bu iş.’ dedi. Adam şaşırdı, boğazı düğümlendi sanki tek kelime edemedi. Neden böyle bir şey söylemişti şimdi?  
 
Aklından hızla geçirdi, yanlış bir şey mi yapmıştı? Severek evlendiği kadın haricinde biri yoktu hayatında, geceleri tek başına dışarı çıkmazdı, alkol de kullanmazdı. O bunları düşünürken kadın ekledi ‘Sen birini bul da rahatça boşanalım.’ 
 
Bir kadının kıskançlığı erkeğinkinden daha tehlikelidir. Kıskanılacak bir olay yoksa bu erkek için kadının ihaneti gibidir. İhanet ise evliliği bitirmektir. 
 
Bu olayın üzerinden bir sene geçmişti. Arada kısa süren tartışmalar oldu ama ayrılık lafı geçmedi hiç. Adam, sevdiği kadını mutlu ederse ayrılmaktan bahsetmeyeceğini düşünerek elinden geleni yapıyordu. O gün işten dönerken telefonu çaldı, arayan karısıydı. Telefonu açar açmaz kadın bağırmaya başladı ‘Nerdesin, telefonuma gelen mesajları kim gönderiyor, kim o kadın?’.  
 
Adam çok şaşırdı. Sinirden yüzü kızardı ve hiçbir şey söylemeden telefonu kapattı. Kendi kendine ‘Bu kez bitti’ dedi.

My Blog List

Pages